Ekmeğin hayatımızdaki yeri tartışmasız büyüktür. Ancak, bazen bu temel gıda maddesinin bir simgeye dönüştüğünü ve daha derin bir amaca hizmet ettiğini görmek mümkün. Ankara'da yaşayan 60 yaşındaki Hasan Yılmaz, tam 17 yıldır sokaklarda ekmek kırıntılarını topluyor. Elde ettiği küçük parçalar, onun için yalnızca bir gıda maddesi değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi ve insani bir bağ kurma şekli. "Allah rızası için bu işi yapıyorum" diyen Yılmaz, yaptığı işin ardındaki düşünceleri ve topluma sağladığı katkılarıyla ilgili derin bir anlayış geliştirmiş durumda.
17 yıl önce bu işe başlanıldığında Hasan Yılmaz, yalnızca geçimini sağlamak amacıyla sokaktaki ekmek kırıntılarını toplamaya başladı. Ancak zamanla bu basit işin ardında yatan derin anlamı fark etti. "Ekmek, hayatın bir simgesidir. Birçok insan bu maddeden mahrum kalabilirken, benim onu değerlendirip geri kazanmak için bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm" diyor. Geçimini sağlamak için yaptığı bu iş, ona yeni bir bakış açısı kazandırdı. Sürekli olarak sokakta gördüğü insanların ekmek sırasındaki durumu, ihtiyaç sahiplerine olan yaklaşımını köklü bir şekilde değiştirdi.
Hasan Yılmaz, ekmek kırıntılarını toplarken yalnızca bir amaca hizmet etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu faaliyeti sosyal bir sorumluluk projesine dönüştürüyor. Topladığı kırıntıları ihtiyaç sahibi ailelere dağıtarak, onlar için küçük ama önemli bir katkı sağlıyor. "Küçük şeyler, büyük farklar yaratabilir. Belki bir ekmek parçası, bir çocuğun açlık hissini giderebilir" diyen Yılmaz, bu işin insana kattığı anlamı anlatırken gözleri parlıyor. Elde ettiği kırıntılarla birlikte, topladığı bu ekmekleri her hafta belirli ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıyor. Böylece, hem ekmek israfının önüne geçiyor hem de topluma duyduğu sorumluluğu yerine getiriyor.
Hasan Yılmaz’ın aynı zamanda bir sosyal medya hesabı var. Burada yaptığı paylaşımlar ile insanları farkındalık yaratmaya teşvik ediyor. "Benim yaptığım çok küçük bir şey gibi görünebilir ama başkaları için büyük bir anlam ifade ediyor" diyor. Ankara'nın çeşitli semtlerinde uyguladığı bu projesi ile birçok insanı etkilemeyi başaran Yılmaz, yaptığı işler sayesinde hem çevresindekilerle olan ilişkilerini güçlendiriyor hem de toplumda bir bağ oluşturuyor. Kendi çapında kurduğu bu küçük ama etkili proje, her geçen gün büyüyerek devam ediyor.
Yılmaz, sadece ekmek kırıntılarını toplamakla kalmayıp, aynı zamanda insanlara yardım eli uzatmanın nasıl bir şey olduğunu da gösteriyor. İhtiyaç sahiplerine olan faktörleri göz önünde bulundurarak, onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. Kısa zamanda bu talebe büyük bir ilgi sağladığını belirtiyor. “İnsanların yüzlerindeki gülümsemeyi gördükçe, yaptığım işin ne kadar önemli olduğunu anlıyorum. Bu beni her gün motive ediyor” diyor.
İstanbul ve diğer büyük şehirlerde benzer uygulamaları görebilirsiniz ama Hasan Yılmaz’ın hikayesi, bir insanın tüm engelleri aşabileceğinin ve basit bir eylemin bile büyük bir amaca ulaşabileceğinin bir kanıtı. O, ekmek kırıntılarını toplamakla kalmayıp, aynı zamanda topluma karşı bir misyon yüklenmiş. "Bu sadece bir başlangıç. Herkesin bir şeyler yapması çok önemli. Benim hikayem küçük ama etkili bir örnek" ifadeleriyle, çalışmasının daha geniş bir etkiyi hedeflediğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Hasan Yılmaz’ın 17 yıldır yaptığı bu iş, ekmek kırıntısı toplamakla sınırlı kalmamış, aynı zamanda toplumsal duyarlılığı artıran, insanlardaki dayanışma ruhunu güçlendiren bir hikayeye dönüşmüştür. "Allah rızası için yapıyorum" diyerek başladığı bu hikaye, bir yaşam felsefesi ve topluma karşı bir sorumlu yaklaşımın en güzel örneğidir. Onun hikayesi, herkesin bir şeyler yapabileceğini gösteriyor; önemli olan niyet ve azimdir. Ankara'nın sokaklarındaki bu adam, ekmek kırıntılarından bir umut hikayesi yazmaya devam ediyor.