Son yıllarda amatör sanatçılar ve zanaatkarlar arasında el yapımı ürünlere olan ilginin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Bunlardan biri de, geleneksel ve sanatsal becerilerini kullanarak muhteşem eserler ortaya koyan bir grup artis olan '3 Günde Yapıyor' ekibi. Yıllardır bu işin içinde olan sanatçılar, sıradışı eserleriyle dikkat çekiyor. Öyle ki, ürettikleri ürünler görenlerin gözünde tarihi eser izlenimi uyandırıyor. Ancak ilginç olan, bu zanaatkârların eserlerini satmayı düşünmemeleri. Peki, bu durumun arkasındaki sebepler neler? Bunun yanı sıra, bu ekip içinde kimler var, hangi teknikler kullanılıyor ve neden bu eserleri satmayı akıllarından geçirmiyorlar? Tüm bunları derinlemesine inceleyeceğiz.
El yapımı eserler, çoğu zaman sanatçının hikayesini, kültürünü ve yaşam tarzını yansıtan birer aynadır. 3 Günde Yapıyor ekibi, her biri alanında uzman olan sanatçılardan oluşuyor. Her biri kendi becerilerini kullanarak seramikten ahşaba, metal işçiliğinden dokuma sanatına kadar uzanan geniş bir yelpazede eserler üretiyor. Örneğin, Ahmet Usta, geleneksel Türk sanatlarını modern dokunuşlarla bir araya getirirken; Zeynep Hanım, motif ve desenlerle bezeli eşyalar yapıyor. Her eser, sanatçının kendi hikayesini ve duygularını taşıyor.
Bu zanaatkarlar, ortaya koydukları eserlerin sadece güzel görünmesini istemiyorlar. Aynı zamanda, geçmişten gelen kültürel birikimi günümüze taşımayı ve gelecek nesillere aktarmayı hedefliyorlar. Bu bağlamda, eserleri tarih kokan birer iletişim aracı olarak düşünebiliriz. Elde ettikleri sonuçlar, zaman zaman tarihi bir eser izlenimi yaratabiliyor. Ancak bu durum sadece görsellikle sınırlı değil; aynı zamanda sanatın derin anlamlarını da barındırıyor.
Çoğu insan, sanat eserlerini birer yatırım aracı olarak görüp satın almayı tercih ederken; 3 Günde Yapıyor ekibinin ise böyle bir yaklaşımı yok. Eserlerini satmayı düşünmemelerinin arkasında iki ana neden yatıyor. Birincisi, sanatçılar eserlerini satmadıkları için daha fazla özgürlüğe sahip olduklarını düşünüyorlar. Satılmayan eserler, ticari kaygılardan uzak, tamamen sanatsal bir ifade biçimi haline geliyor. Bu durum, sanatçıları daha yaratıcı olmaya teşvik ediyor ve onların kendilerini ifade etmesini sağlıyor.
İkinci neden ise, eserlerin kişisel birer parça olarak değerlendiriliyor olması. Her bir yapım süreci, zanaatkârın kendi yaşamına dokunan anlar ve hikâyelerle dolu. Bu nedenle, eserlerin satılması, o anların ve duyguların başka biriyle paylaşılması anlamına geliyor. Bu durum, sanatçılar için zorlu bir karar. Eserler sadece fiziksel nesneler değil; aynı zamanda kişisel yolculukların birer temsilcisi.
Sonuç olarak, 3 Günde Yapıyor ekibi, sanatseverlerin ilgisini çeken muhteşem eserler üretiyor. Ancak bu eserleri satmama kararı, onların sanata bakış açısını ve bu alanda yarattıkları derin anlamı gözler önüne seriyor. Bu durum, aynı zamanda günümüzde sanatın ticari bir meta haline gelmesine karşı bir duruş olarak da değerlendirilebilir. Bu nedenle, onların eserleri sadece sanat eseri olmanın ötesinde, tarihi ve kültürel birer miras olarak da algılanıyor.
Yakın gelecekte, 3 Günde Yapıyor ekibinin eserlerini daha geniş kitlelerle buluşturmayı planladıkları belirtiliyor. Belki de bu eserler, bir gün müzelerde sergilenecek ve ziyaretçilere tarihsel bir yolculuk sunacak. Ancak söz konusu eserlerin satılmıyor oluşu, onları daha değerli kılan unsurlardan biri. Bu sanatçılar, günden güne büyüyen bir topluluğun parçası olarak, el yapımı eserlerle sanatı ve kültürü yeniden hayat buldurmayı hedefliyor.