Son zamanlarda Türkiye genelinde yaşanan don olayları, tarım ürünleri üzerinde derin etkilere yol açtı ve rekolteleri ciddi şekilde düşürdü. Taze sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesi, özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde tüketicilerin cebini yaktı. Özellikle kış mevsiminde hava koşullarının bu kadar sert geçmesi, çiftçileri ve pazara ürün sunan tüccarları zor duruma soktu. Bu durum, market ve manav tezgahlarında fiyatların pembe alarm vermesine neden oldu; bazı ürünlerin kilogram fiyatı 450 liraya kadar yükseldi.
Don olayları, hava sıcaklıklarının düşmesiyle gerçekleşir ve özellikle gece saatlerinde meydana gelir. Tarım sektöründe bu tür anlık hava değişiklikleri, ürünlerin yetişmesi için kritik bir rol oynar. Don, toprağın üst kısmındaki bitki örtüsüne zarar vererek, rekoltede önemli bir azalmaya yol açabilir. Bu sene yaşanan don olayları, sadece sebzeleri değil, aynı zamanda meyve ağaçlarını da olumsuz etkiledi. Daha henüz hasat zamanı gelmeden, bahçelerdeki meyve ağaçlarının çiçekleri dondu ve bu durum, ilerideki meyve verimini olumsuz etkiledi.
Özellikle seralarda yetiştirilen sebze ve meyveler, dışarıdaki soğuk hava koşullarına karşı daha dayanıklı olsa da, ani sıcaklık düşüklükleri bu seraların içindeki ürünlere de zarar verebiliyor. Çiftçiler, don maalesef tarım ürünlerini tehdit eden doğal bir olgu olarak yıllardır mücadele ediyor. Son yıllarda artan iklim değişikliği etkileri, bu tür don olaylarının daha sık yaşanmasına neden oluyor. Böylelikle, gıda güvenliği açısından derin bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz.
Daha önce 200 lira civarı fiyatlarla tezgahlarda yer bulan kıvırcık salata, marul, havuç gibi en temel sebzelerin fiyatları, don olayları sonrası 450 liraya kadar yükseldi. Tüketiciler, bu gibi fiyat artışlarını karşılamakta zorlanırken, sofralarındaki taze ürünlerin kalitesinden ödün vermemek için farklı tasarruf önlemleri almak zorunda kaldılar.
Birçok vatandaş, yüksek fiyatlardan dolayı organik ürün tüketme alışkanlığını bırakırken, alternatif alışveriş kanallarına yöneldi. Yerel pazarlardan alım yapanlar, taze ve makul fiyatlı ürünler bulma umuduyla daha fazla zaman harcamaya başladı. Ayrıca, bazı aileler, yaz döneminde konserve veya dondurulmuş sebze ve meyve yaparak kış aylarında tasarruf etmeyi tercih ediyor. İleride birbenzer fiyat artışlarını engellemek adına tarımsal desteklerin artırılması gerektiği düşünülmekte.
Sektör temsilcileri ise, sadece tüketicilerin değil, aynı zamanda çiftçilerin de yaşadığı zorluklara dikkat çekiyor. Çiftçilerin yaşadığı kayıplar, daha fazla mali sorun yaratabilir ve bu da gıda arzını etkileyebilir. Çiftçiler, bu zorlu dönemde devletten destek bekliyor; tarımsal sigorta sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da, don ve aşırı hava koşullarının önlenemez etkileri ile karşı karşıyayız. Bu durum, gıda fiyatlarında meydana gelen dalgalanmaların sadece bir başlangıcı olabilir. Tarım ve Orman Bakanlığı gibi yetkili kurumların, olası doğal afetlere karşı daha hazırlıklı hale gelmesi büyük bir gereksinim. Tarımsal üretim ve tüketim dengesinin sağlanabilmesi için, bu konular üzerinde istikrarlı ve sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, yaşanan bu don olayları ve ardından gelen yüksek fiyatlar, gıda güvenliği ve tarımsal sürdürülebilirlik açısından önemli sorunları gündeme getiriyor. Hem çiftçilerimizin hem tüketicilerin bu durumu dikkatle takip etmesi ve gerekli önlemleri alması, gelecekteki yetiştiricilik faaliyetlerinin sağlıklı ilerlemesi için elzem hale geliyor. Sektördeki bu dalgalanmalar, yalnızca bir mevsim sorunu olmanın ötesinde, tüm gıda üretim ve tüketim zincirini etkileyen derin bir kriz potansiyeli taşıyor.