Geçtiğimiz aylarda eski nişanlısını 12 yerinden bıçaklayarak ağır yaralayan sanığın yargılanmasına devam edildi. Mahkemede yaptığı savunma ise adeta pes dedirtti. Olay, ülke genelinde büyük yankı uyandırırken, sanığın kendini savunma biçimi hem hukuk çevrelerinde hem de kamuoyunda tepki topladı.
Sanık, mahkemedeki ifadesinde, "Bir anlık öfkeyle ne yaptığımı bilmiyordum, kendimi kaybettim" diyerek saldırıyı meşrulaştırmaya çalıştı. Eski nişanlısının kendisine psikolojik baskı yaptığını öne süren sanık, olayın bir kaza olduğunu iddia etti. Ancak saldırının planlı ve kasıtlı olduğunu gösteren deliller, mahkeme salonunda dinlendiğinde sanığın bu savunması inandırıcı bulunmadı. Ayrıca saldırıda kullanılan bıçakla ilgili yapılan kriminal inceleme de sanığın savunmasını çürütür nitelikteydi.
Olayın mağduru olan genç kadın ise sanığın kendisine uzun süredir tehdit ve baskı uyguladığını, olayın ardından fiziksel ve psikolojik olarak ağır bir travma yaşadığını dile getirdi. Mağdurun avukatı da sanığın daha önce defalarca tehdit ve şiddet uyguladığını, bu saldırının planlı olduğunu vurguladı. Ayrıca, sanığın mahkemede sergilediği pişmanlıktan uzak tutumun da ceza indirimi için bir gerekçe olamayacağını belirtti.
Mahkeme, sanığın savunmasını dikkate almadı ve davanın bir sonraki duruşmasında nihai kararın açıklanacağını duyurdu. Savcı, sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ederken, kamuoyunda da kadına yönelik şiddetin her geçen gün artması bu davanın simgesel bir öneme sahip olmasına neden oldu. Olay, kadına yönelik şiddetle mücadelede yargının nasıl bir tutum takınacağının göstergesi olarak yakından takip ediliyor.