Gülsüm Çoban'ın trajik hikayesi gündemi meşgul ederken, eşi Ahmet Çoban yaşananlarla ilgili Yeni Asır gazetesine samimi açıklamalarda bulundu. Ahmet Çoban, yaşanan olayların ardından kendini ve evliliklerini sorguladığını ifade ederek, eşinin sıkıldığını ya da mutsuz olduğunu ifade etmesi durumunda evden ayrılacağını ve ona daha fazla zarar vermemek için geri çekileceğini belirtti. Bu açıklamalarıyla Ahmet Çoban, olayların seyrine dair kişisel duygularını ve yaşadığı pişmanlıkları dile getirdi.
Ahmet Çoban, konuşmasında eşinin yaşamını kaybetmesinin kendisi için büyük bir yıkım olduğunu ve yaşananların hiçbir şekilde telafisi olmadığını belirtti. Çoban, "Gülsüm, sıkıldığını ya da rahatsız olduğunu söyleseydi, bir dakika bile durmazdım. Onu zor durumda bırakmaktansa evden çıkıp giderdim. Keşke bana bir şeyler söylemiş olsaydı, belki o zaman her şey farklı olabilirdi" diyerek duygularını paylaştı. Ahmet Çoban, evliliklerinde yaşadıkları sorunların çözülmesi adına daha fazla çaba sarf edebileceğini ama bunu gerçekleştirememiş olmanın derin üzüntüsünü yaşadığını ifade etti.
Evlilikleri boyunca zaman zaman anlaşmazlıklar yaşadıklarını ve bazı zorluklarla karşılaştıklarını kabul eden Ahmet Çoban, bu tür sorunların her evlilikte olabileceğini ama önemli olanın karşılıklı konuşmak ve birbirine destek olmak olduğunu belirtti. Gülsüm'ün sessiz kalmasının, içinde yaşadığı sıkıntıları kendisine anlatmamasının ise sonrasında yaşanan olayların önlenebilirliğini sorgulamasına neden olduğunu ifade etti. Ahmet Çoban, "Belki daha fazla anlayış gösterip daha çok dinleyebilirdim. Keşke bana içindekileri anlatabilseydi" diyerek, yaşananların kendisi için büyük bir pişmanlık olduğunu belirtti.
Çoban ayrıca, topluma ve ailelere de bir mesaj vererek, evliliklerde iletişimin ve karşılıklı anlayışın önemine vurgu yaptı. İnsanların sevdiklerini dinlemesi ve onlara daha fazla zaman ayırması gerektiğini belirten Ahmet Çoban, "Sevdiklerimizle konuşmak, sorunlarını dinlemek ve onlara destek olmak hayatımızdaki en önemli şey olmalı. Ne yazık ki, bir şeyleri kaybettikten sonra bunun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Keşke bu noktaya gelmeden önce daha fazla şey yapabilseydim" diyerek duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Ahmet Çoban'ın bu açıklamaları, yaşanan trajedinin ardından içsel bir sorgulamanın ve derin bir pişmanlığın ifadesi olarak dikkat çekiyor. Çiftin yaşadığı anlaşmazlıkların bu şekilde trajik bir sonla bitmesi, toplumda evliliklerde iletişimin önemini bir kez daha gündeme getirdi. Ahmet Çoban, bu süreçte yaşadığı zorluklara rağmen insanların birbirlerini dinlemeleri ve sevgiyle yaklaşmaları gerektiğine dair önemli bir mesaj verdi. Yaşanan bu olay, birçok kişi için evliliklerde sağlıklı iletişimin ne kadar kritik bir rol oynadığını hatırlatan acı bir örnek olarak hafızalarda yer etti.
Ahmet Çoban, son olarak, bu sürecin kendisi için bir ömür boyu sürecek bir vicdan muhasebesi olduğunu belirterek, Gülsüm’ün anısını yaşatmak ve yaşananlardan ders çıkarmak adına elinden geleni yapacağını ifade etti. Bu açıklamalar, herkesin hayatındaki sevdikleriyle daha fazla zaman geçirmesi ve birbirlerini daha iyi anlamaya çalışmaları gerektiği yönünde bir hatırlatma niteliği taşıyor.