İsrail ordusu, Gazze'nin güneyindeki stratejik bir nokta olan Han Yunus'u kuşatma operasyonunu daha da ileriye taşımak için 15 kilometrelik yeni bir koridor açtı. Bu adım, bölgedeki askeri operasyonların seyrini değiştirmeyi hedefliyor. Uzun süredir devam eden çatışmalar, sivil halkı da doğrudan etkileyerek uluslararası toplumda endişe yaratırken, düzenlenen bu kuşatma harekâtı, hem askeri hem de insani yönleriyle dikkat çekiyor. Çatışmaların yoğunlaştığı bu dönemde, Han Yunus'un stratejik önemi giderek artıyor.
Han Yunus, Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan ve hem tarihi hem de coğrafi açıdan önemli bir konumda bulunan bir bölge. İsrail ordusu, bu bölgeyi kontrol altına alarak Hamas’ın askeri kapasitesini azaltma amacını güdüyor. Günümüzde devam eden çatışmalar, iki taraf arasında derin çatlaklar yaratırken, yerel halk ise giderek artan saldırılardan etkileniyor. 15 kilometrelik koridorun açılması, İsrail’in operasyonel alanını genişletirken Hamas için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Bu koridor, hem askeri birliklerin daha hızlı hareket etmesini sağlıyor hem de ilerleyen günlerde olası bir kara harekâtında avantaj sunuyor. Koridorun açılmasıyla birlikte, tarama ve güvenlik kontrollerinin artacağı öngörülüyor. Askeri uzmanlar, bu durumun sivil halk üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Gazze'de yaşayan insanlar, bu belirsizlik döneminde gıda, sağlık ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlarının daha da tehdit altında olduğunu hissediyor.
İsrail’in bu yeni hamlesi, uluslararası alanda da yankı buldu. Birçok ülke ve insan hakları grubu, bölgede artan şiddeti ve sivil kayıpları gündeme getiriyor. Özellikle Birleşmiş Milletler, sivillere yardım ulaştırmak için acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Kuşatma altında kalan halk gün geçtikçe insani krizin eşiğine geliyor. Elektrik, su ve gıda gibi temel ihtiyaç maddelerine erişimde büyük zorluklar yaşanmakta. Bu bağlamda, bölgedeki sağlık sisteminin de çökme noktasına geldiği bildirilmektedir.
Uzmanlar, bu sürecin daha da derinleşmesi halinde bölgedeki insani durumun felakete dönüşebileceği konusunda uyarıyor. Uluslararası toplumun bu duruma kayıtsız kalmaması ve acil müdahalelerle sorunun çözülmesi için çaba göstermesi gerektiği düşüncesindeyiz. Hem Han Yunus’un stratejik durumu hem de insani krizin boyutları, dünya genelinde daha fazla dikkat çekmekte. Türkiye, Arap Birliği ve diğer ülkeler, bu konuda sık sık açıklamalar yaparak soruna çözüm bulunması için çeşitli teşviklerde bulunuyor.
Sonuç olarak, İsrail ordusunun Han Yunus'a açtığı 15 kilometrelik koridor, bölgedeki çatışmaların seyrini değiştirecek önemli bir aşama. Ancak, bu operasyon sonucunda sivil halkın yaşadığı sorunlar ve insani kriz boyutları göz ardı edilemez. Gelecekte neler olacağını görmek için, uluslararası toplumun bu duruma nasıl bir yanıt vereceği kritik önem taşımaktadır.