Türkiye'nin Kayseri ilinde, bir kadın için hayatını karartan bir olay yaşandı. "Senin yerin mutfak" diyerek geleneği ve cinsiyet rollerini sorgulayan bir erkek arkadaş, bu sözleri sonrası trajik bir şekilde eyleme geçti. Olay, toplumda kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet konusunu bir kez daha gündeme getirdi.
Kayseri’nin merkez ilçelerinden birinde gerçekleşen olaya göre, M.D. isimli kadın, erkek arkadaşı ile bir tartışma yaşadı. Tartışma, ilk başta sıradan bir kavgadan ibaret görünse de, zamanla ciddi bir hale dönüştü. Kadın, ilişkilerinin giderek daha toksik bir zemin üzerine inşa edildiğinin farkına vardı. Bu esnada, erkek arkadaşının cinsiyetçi söylemleri ve fiziksel şiddete meyilli davranışları, M.D.’yi tedirgin etmekteydi.
Olayın meydana geldiği gün, çift arasında geçen tartışma sonrasında erkek arkadaş, "Senin yerin mutfak" diyerek M.D.'ye yönelik aşağılayıcı bir tutum sergiledi. Bu sözler, M.D.’nin sabrını taşırdı ve kendisini ifade etme isteğiyle dolup taştı. Ancak, beklemediği bir şekilde, erkek arkadaşı tartışma sonrasında eline benzin alarak M.D.'nin üzerine dökme cüretinde bulundu. O an M.D., korkuyla geri çekilmeye çalıştı, ancak erkek arkadaşı, bunu göze alarak ateşi yaktı. Olayın ardından çevredeki tanıklar hemen acil yardım ekiplerine haber verdi.
Bu trajik olay, bir kez daha toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve kadınların maruz kaldığı şiddeti gözler önüne serdi. Türkiye'de son yıllarda artan kadın cinayetleri ve şiddet olayları, devletin bu konulara daha fazla eğilmesi gerektiğinin bir kanıtı. Kadınların sadece evde değil, her alanda eşit haklara sahip olduğunu vurgulayan aktivistler, bu olayın ardından sosyal medyada geniş yankı buldu. #KadınaŞiddeteHayır hashtag’iyle başlatılan kampanya, toplumun dört bir yanından destek gördü.
M.D. olay sonrası hastaneye kaldırıldı fakat yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bu olay, toplumda kadınların maruz kaldığı şiddetin ne denli yaygın olduğunu bir kez daha kanıtladı. Olayın ardından M.D.’nin arkadaşları ve ailesi, şiddetin her türlüsüne karşı duruş sergileyen bir kampanya başlattı. Bu kampanya, kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi ve toplumda bu konuya dair farkındalık yaratılması adına büyük önem taşıyor.
Olayın hemen ardından, yetkililer ve yerel sivil toplum kuruluşları da devreye girdi. Cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenecek olan etkinlikler ve seminerler için çalışmalar hızlandırıldı. Eğitim kurumları, çocuklara ve gençlere yönelik bilgilendirme programları geliştirmeye başladı. Eğitimin, cinsiyet eşitsizliğini azaltmadaki en etkili silahlardan biri olduğu gerçeği, yapılan yorumlar arasında yer aldı.
Tüm bu olanların aksine, Kayseri’deki kadınların durumu pek iç açıcı görünmüyor. Yerel yönetim, şiddete uğrayan kadınlar için kadın sığınma evleri açma vaadinde bulunsa da, uygulamada buna dair somut adımlar henüz atılmadı. Kadın hakları aktivistleri, acil ihtiyaç olan bu tür destek yapılarına daha fazla önem verilmesi gerektiğini savunuyor. Kendi güvenlikleri adına özgürce yaşayabilmeleri, eğitim ve bilgilendirme programlarıyla toplumda farkındalık yaratılması gerektiğinin altını çiziyorlar.
M.D.'nin ailesi, kızlarının öldürülmesinin ardından adaletin yerini bulması için mücadele edeceklerini açıkladı. "Bu sadece M.D. için değil, tüm kadınlar için bir savaş. Kadınların hakları için buradayız ve bu savaş sona erene kadar durmayacağız," dedikleri biliniyor. M.D. için düzenlenecek anma etkinlikleri, yalnızca kaybedilen bir hayatı değil, tüm kadınların yaşadığı injustisyanın sesini duyurmayı hedefliyor.
Sonuç olarak, M.D.'nin trajik ölümü, kadına yönelik şiddetin bir kez daha gündeme gelmesine neden oldu. Toplum olarak, bu konuyu gündemde tutmak ve gereken mücadeleyi vermek büyük önem taşıyor. Şiddete hayır demek ve kadınların hem sosyal hem de ekonomik hayatta eşit bir şekilde yer alması için çalışmalar yapılması şart. Kayseri'deki olay, umarız ki toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin bir dönüm noktası olur.